Arama...

İnceleme

Lazer Epilasyon Hakkında – İnceleme

Paylaş
lazer epilasyon

Zamanın başlangıcından bu yana, erkekler ve kadınlar istenmeyen vücut tüylerinden kurtulmak için güçlü bir istek duymuşlardır. Eski Mısırlılar, vücut tüylerinden kurtulmak için deniz kabuklarından yapılmış cımbız kullandılar. Eski Tymes’de, tüysüzlük toplumsal konumu ve zenginliği işaret ediyordu. 

Tüy foliküllerini yok etmek için tasarlanan ilk lazer 7 Temmuz 1960’da Theodore H Maiman tarafından icat edildi. Bu yakut lazer verimsiz ve yavaştı; tüy büyümesini en aza indirmeyi başardı ancak aynı zamanda ciltte ciddi hasar ve yanıklara sebep oldu. Bir seferde sadece birkaç tüy kökü hedefleyebiliyordu, epilasyon çok sıkıcı ve uzun bir süreçti .

İlk Alexandrite lazeri 1970’lerde geliştirildi. Bu lazerler, ilkinden çok daha güvenli olmasına rağmen, tüy folikülünü yok etmek için yeterli ısıyı sağlayamadı. Kalıcı sonuçlar elde etmek yıllar alacaktı.

YAG lazeri, FDA tarafından, 1964’te epilasyon için onaylanan ilk lazerdi. Bu lazer, tüy büyümesini azaltabilmiş ancak kalıcı olarak giderememiştir.

1975 yılında Harvardlı Dermatolog Dr. Thomas B. Fitzpatrick, insan ten rengi için sınıflandırmalar sunan Fitzpatrick Fototipleme Ölçeğini tanıttı. Bu ölçek, günümüzde lazer tedavisi için uygun adayları belirlemek amacıyla kullanılmaktadır. Koyu ten tonları lazerin ısısını emebileceğinden, herkes lazer epilasyonundan yararlanamaz.

1983’te bilim adamları tüy folikülünü hedeflemek için atım süresi değiştirilebilen bir lazer geliştirdiler. Sonunda, cilde zarar vermeden folikülü hedeflemek mümkün oldu.

Bilim adamlarının epilasyon amaçlı verimli bir lazer sistemi geliştirmesi yaklaşık 40 yıl sürdü.

2008 yılında FDA ilk ev tip lazer epilasyon sistemini onayladı; Tria Laser 4x. Tria lazer, profesyonel kliniklerde kullanılan ile aynı diot teknolojisini kullanır ve tüketicilerin, tüyleri, kendi evlerinin rahatlığından kalıcı olarak giderebilmesine yardımcı olur. Ev tipi lazer makinelerinin çoğu IPL tabanlıdır.

Cilt tedavisi için lazerler “seçici fototermoliz” teorisi ile çalışır. Lazer epilasyon mekanizması ısı transfer teorileri ile açıklanabilir.

Bu sistemlerin amacı, tüy kökündeki melanini hedeflemektir; foliküler epitel ve tüy merkezi, 600 ila 1200 nanometre (nm) arasında değişen dalga boylarına sahip ışık yayarak melanin tarafından seçici olarak emilir.

Radyasyon darbeleri kromoforlar tarafından seçici bir şekilde emilir (Lazer tüy azaltmada kullanılan kromofor melanindir). Melanin, ışığı 690 ila 1000 nm aralığında emer ve bu dalga boylarındaki lazerler tüylerin azaltılması için etkili bir şekilde kullanılabilir.

Tüy ampulü içindeki melanin, dışındaki bitişik epidermal yapılar ile emilim için rekabet edebilir ve lazer enerjisinin epidermisteki pigment tarafından emilmesine neden olabilir. Bu, tedavinin etkinliğini engeller ve bitişik epitel hasarı nedeniyle olumsuz etkilere neden olur.

25 yılı aşkın lazer ve IPL kullanımının, uzun vadeli güvenliği ile ilgili olarak, tedavi sonrası yirmi yıllık kullanım boyunca sadece birkaç melanom vakası dışında herhangi bir endişe yaratmamıştır. Kanser riski yarattığını gösteren hiçbir kanıt yoktur. Henüz! Lazer ve IPL teknolojisinin cilt kanserine neden olduğu bilinmemekle birlikte, bu, lazer ve IPL tedavilerinin uzun vadeli riskleri olmadığı anlamına gelmez. 

Lazer, enerjili atomların fotonları serbest bırakma şeklini kontrol eden bir cihazdır. “Lazer”, kendi içinde bir lazerin çalışmasını tanımlayan “radyasyonun uyarılmış emisyonuyla ışık amplifikasyonu” nun kısaltmasıdır. Lazerler kalıcı epilasyon sağlamaz; ancak seçici tüy hasarı, daha az zaman tüketimi, daha uzun tüysüz aralık ve daha az yan etki nedeniyle popülerdir. Tek bir tedavi, tüyü, %10-%40 oranında ve tekrarlayan tedaviler ile %90’a kadar azaltabilir ve bu sonuçlara ulaşmak 12 ay kadar sürebilir. Lazer epilasyonun, tedaviden sonra belirli bir bölgedeki tüm tüy büyüme döngüsünden daha uzun bir süre boyunca, terminal kıl sayısında sabit bir azalma olduğunda kalıcı olduğu söylenir. Teknoloji ve hasta ile ilgili olarak, lazer kullanımının yeterli parametrelerini sağlamasına rağmen lazer epilasyonuna değişken, öngörülemeyen veya zayıf yanıtlar verdirebilecek çeşitli faktörler vardır.

Fitzpatrick Cilt Tipleri

I- Soluk beyaz ten, mavi/yeşil gözler, sarı/kırmızı saçlar; her zaman yanar, bronzlaşmaz.

II- Açık tenli, mavi gözlü; kolayca yanar, zayıf bronzlaşma.

III- Koyu beyaz ten; ilk yanıktan sonra bronzlaşma.

IV- Açık kahverengi cilt; minimal yanar.

V- Kahverengi cilt; nadiren yanar, kolayca bronzlaşma.

VI- Koyu kahverengi veya siyah ten; asla yanmaz, her zaman koyu bronzlaşma.

Daha koyu cilt tipleri, lazer enerjisinin epidermal emiliminden kaynaklanan termal yaralanmaya daha yatkındır ve tüy folikülündeki enerji emiliminin az olması nedeniyle epilasyondan daha az fayda sağlayabilirler. Bununla birlikte, koyu ciltler daha yüksek melanin konsantrasyonuna sahip olma eğiliminde olduğundan, koyu tüylere sahip olmak epilasyon etkisinin azalmasının tek nedeni olmayacaktır. 


Tüy Azaltmada Kullanılan Lazer Türleri

FDA tarafından epilasyonda kullanılmak üzere 15’ten fazla lazer sistemi onaylanmıştır. Bu sistemler arasında Yakut (694 nm), Alexandrite (755 nm), Diot (800-1.000 nm), Q-anahtarlamalı ve uzun darbeli Neodim: İtriyum-Alüminyum-Garnet (Nd: YAG; 1.064 nm) ve Yoğun darbeli ışık (550-1.200 nm) bulunur.

Yakut Lazer

Dalga boyu: 694 nm

Kırmızı ışık, sentetik Yakut kristalleri ile sağlanır. Koyu saçlı daha açık cilt tiplerinde daha etkilidir. Cilt tipleri I-III.

Alexandrite Lazer

Dalga boyu: 755 nm 

Daha derin penetrasyona izin vererek koyu tenli (Fitzpatrick cilt tipleri I-IV) bireylerde nispeten güvenlidir.

Alexandrite kullanılarak epilasyonda bildirilen başarı oranı, birkaç tedaviden sonra 6. Ayda %40 ile %80 arasında değişmektedir.

Dalga boyu 755 nm ile yüzeysel penetrasyonu, tüy folikülünün şişmesini hedefler ve bu nedenle kaşlar ve üst dudak gibi alanlarda yüzeysel olarak gömülü tüyler için daha etkili olduğu bulunmuştur.

Diot Lazer

Dalga boyu: 810 nm

Koyu tenli bireyler, daha uzun dalga boyu, aktif soğutma ve daha uzun darbe genişlikleri nedeniyle bu sistemle daha güvenli bir şekilde tedavi edilebilir. Diot lazer sisteminin yakut lazere göre daha koyu cilt tiplerine (V-VI) sahip hastalar tarafından daha iyi tolere edildiği bulunmuştur.

810 nm dalga boyu tüy folikülünün şişmesini ve ampulünü hedefleyen derin penetrasyon yetenekleri nedeniyle özellikle yararlıdır. Kolları, bacakları, sakalı ve yanakları, orta derecede doku derinliğine nüfuz ederek tedavi etmek için de idealdir.

Neodim: İtriyum-Alüminyum-Garnet (Nd: YAG) Lazer

Dalga boyu: 1064 nm

Epidermal bir soğutma cihazı ile birleştiğinde bu dalga boyunda melanin tarafından zayıf emilim. Uzun darbeli Nd:YAG lazeri en koyu cilt fototipleri (III-VI) olan hastalar için güvenli bir tedavi seçeneği olabilir ve daha koyu Fitzpatrick cilt tipleri için tercih edilebilir.

Bu dalga boyu tüy folikülünün en derin penetrasyonunu sunduğundan, ampulü ve papillayı hedef alır ve ayrıca kafa derisi, aksilla ve kasık alanları gibi derin gömülü tüyleri tedavi eder.

Yoğun Darbe Işığı (IPL) Sistemi

Dalga boyu: 500 ila 1200 nm

Bu sistem geniş spektrumlu, tutarlı olmayan radyasyon sağlar. Daha kısa dalga boylarını ortadan kaldırmak için 4 filtreden biri (590 nm, 615 nm, 645 nm veya 695 nm) kullanılır. Genel olarak, daha koyu cilt tiplerinde daha yüksek filtreler kullanılır.

IPL’nin daha az yan etkisi ve daha yüksek memnuniyet skorları vardır.

Düşük seviye lazer tedavisi (LLLT) yumuşak lazer veya soğuk lazer olarak da adlandırılır. LLLT’nin hücresel düzeyde mekanizması, monokromatik radyasyonun mitokondride hücresel solunum zincirinin bileşenleri tarafından emilimine dayanır. Tüy matrisinde adenosin trifosfat üretimini ve hücre bölünmesini arttırır.

Piyasada bulunan bu lazerler arasında 800 ~ 810 nm Uzun Darbeli Diot lazer (LPDL) en yaygın kullanılan cihazlardan biridir. Yakut (694.3 nm) veya Alexandrite (755 nm) lazerlerle karşılaştırıldığında, LPDL epidermiste melanin tarafından daha az emilir, bu da daha koyu cilt tipinde bile epilasyon için etkili olur.

Yeni Kombinasyonlar

Trio, epilasyon için en etkili 3 dalga boyunun sinerjistik faydalarını sunan tek bir multipleks diot lazerdir.

700 ve 1000 nm arasındaki dalga uzunluğu seçici olarak melanin kromoforu tarafından emilir. Diğer rakip kromoforlar (oksihemoglobin ve su) bu dalga boylarında daha az enerji emer. 

Araştırmalara göre 800 nm dalga boyu, daha az seans, daha az ağrılı ve daha etkili olması nedeniyle diğer lazerlere göre daha iyi tedavi seçeneği olduğunu kanıtlamış. Uzun darbeli diot lazerleri 800 ila 810 nm arasındadır. Diot lazerler arasında 810 nm, daha derine nüfuz ettiği ve 800 nm’den daha az saçıldığı için daha iyi dalga boyu gibidir. Tip I ve II daha yüksek akıcılık ve küçük atım süresi gerektirirken; daha koyu cilt tipleri (Tip IV, V, VI), pigmentli epidermiste ışığın emilmesinden dolayı, yüzeydeki cilt hasarını önlemek için, daha az akıcılık ve daha uzun atım süresi gerektirir.

Bu Tarihe Kadar Gözlemlenmiş Yan Etkiler

Lazer ve IPL teknolojisinin cilt kanserine neden olduğu bilinmemekle birlikte; bu, lazer ve IPL tedavilerinin uzun vadeli riskleri olmadığı anlamına gelmez.

Lazer veya IPL bazlı epilasyonun yaygın yan etkileri arasında tedavi sonrası kızarıklık, ağrı ve yanma sayılabilir.

Daha ciddi yan etkiler arasında kabarcıklanma, kabuklanma, dispigmentasyon, eritem, perifoliküler ödem, folikülit, purpura ve bazen skarlaşma bulunur.

En yüksek yan etki insidansı, uzun atımlı yakut lazer ile tedavi edilen koyu tenli hastalarda görülmüştür.

Kazayla yaralanmaya bağlı oküler komplikasyonlar görülebilir. Paradoxical hypertrichosis; saç yoğunluğunda, renkte veya kalınlıkta bir artış nadiren, daha yaygın olarak cilt tipleri III’te ve IPL sistemlerinin kullanımı ile ortaya çıkabilir.

Kalıcı tüy dökülmesinin aksine, Diot lazerin subtraputik akıcılıkları paradoksal Hipertrikoz adı verilen tüy büyümesini indükleyebilir.

Lazer Etkisini Belirleyen Parametreler

Güç, spot boyutu, ışınlama süresi ve tekrarlama oranı gibi çeşitli lazer parametreleri, lazer epilasyonunun nihai sonucunu belirler. Emilim ve saçılma katsayıları, yoğunluk, ısı kapasitesi ve termal iletkenlik gibi doku parametreleri de aynı derecede önemlidir.

Epilasyonun uzun vadeli etkileri; saç rengi, cilt rengi ve hastanın tolere ettiği akıcılık gibi bir dizi faktöre de bağlıdır.

Atım Büyüklüğü

Atım büyüklüğünün önemi, lazer enerjisinin tedavi bölgesi dışındaki kollajen lifleri tarafından saçılmasında yatmaktadır. Daha küçük atım boyutları kullanılırsa daha fazla foton yayılması muhtemeldir, daha büyük atım boyutları ile daha yüksek foton yüzdesi cilde iletilir ve tedavi alanında kalması muhtemeldir. Bir çalışmada, aksiller epilasyonda 12 mm atım boyutuna kıyasla 18 mm atım büyüklüğüne üstün bir yanıt göstermiştir.

Epilasyonun etkinliğini belirleyen en önemli lazer fiziksel parametrelerden biridir. Lazer ışınının cilde temas ettiğinde enerjisi, yansıma veya saçılma nedeniyle dokuda tamamen emilmez. Teorik olarak, dokuda daha az saçılma, enerjinin hedefe daha verimli aktarılması anlamına gelir. Lazer ışınının saçılması atım büyüklüğünden etkilenir. Örneğin, bir atım boyutu 5 mm’den 12 mm’ye yükseltildiğinde, dokunun optik geçirgenliği neredeyse iki katına çıkar. Akıcılık aynı olduğunda, daha büyük bir atım boyutu saçtaki melanin tarafından enerji emiliminde bir artışa neden olarak, tüy folikülünde daha büyük termal yaralanmaya neden olur. Nouri ve ark.20, bir Alexandrite lazerle boyut farklılıklarının, %24.6’lık bir etkinlik artışına neden olabileceğini göstermişlerdir. Lazerin dalga boyu farklı olmasına rağmen, bu sonuç üç kat daha büyük atım boyutundaki LPDL’nin epilasyonda %29.5’lik bir etkinlik artışı göstermiştir. Eremia ve Newman, 12 mm atım büyüklüğüne sahip Alexandrite lazerin 8 mm atım büyüklüğünden daha fazla ağrıya neden olduğunu bulmuştur.

Daha büyük atım boyutlu LPDL, yukarıda belirtilen Alexandrite lazerde olduğu gibi, epilasyon sırasında daha fazla ağrıya neden olmuştur. Daha büyük bir atım boyutunun, dokular tarafından foton emilim derecesini artıracağını ve böylece daha büyük termal yaralanmaya sebep olabileceği görülmüştür.

Bir çalışmada kullanılan büyük atım büyüklüğündeki LPDL, küçük atım büyüklüğündeki LPDL’ye kıyasla ciddi yan etkiler olmaksızın aksiller epilasyon için daha etkili olmuştur.

Fluence

Daha yüksek akıcılık etkinliği artırabilirken, olumsuz etkileri de artırabilir. Doğru akıcılık tolere edilebilir en yüksek enerji veya perifoliküler eritem ve ödem üreten bir test yaması ile belirlenir. Uygun olmayan akıcılık kullanımı, lazer epilasyonuna kötü yanıtın en önemli nedenlerinden biridir.

Bir diot lazerle, tip II-III cilt için 30-35 J/cm2 aralığındaki akıcılık yeterlidir. Daha koyu cilt tipleri için 20-24 J/cm2 aralığında daha düşük akıcılıklar kullanılır.

Atım Süresi

Terminal kıllar için hesaplanan termal gevşeme süresi 100 milisaniye aralığındadır. Bu şekilde kullanılan darbe süresi sadece bu aralıkta olmalıdır. Subnormal bir terapötik etki genellikle yetersiz nabız süresinden kaynaklanır.

Hasta Faktörleri

Geleneksel lazer epilasyon için ideal bir hasta; kalın/koyu terminal kıllara sahip, açık tenli ve normal hormonal durumu olan kişidir.

Cilt Tipi

Açık ten (Fitzpatrick cilt tipi I-IV) ve koyu saçlar etkili epilasyon için ideal bir kombinasyondur. 

Uzun atımlı Nd: YAG lazeri, daha uzun dalga boyu nedeniyle koyu tenli bireylerde ve bronzlaşmış hastalarda önerilen seçenek olmaya devam etmektedir.

Tip V-VI cilde sahip hastalarda, epidermiste rekabet eden kromoforun yüksek yoğunluğu lazer epilasyon için zorluktur.

Saç Tipi, Saç Rengi ve Saç Döngüsü Aşaması

İnce tüyler daha az pigmente sahiptir ve bu nedenle kalın terminal tüylerine kıyasla en iyi akıcılık ve çoklu tedavilerle bile lazer epilasyon için zayıf seçimlerdir.

Bu, vellus tüylerindeki kromoforun lazer dalga boyu emilimi için daha az olduğu üst dudak gibi alanları tedavi ederken geçerlidir.

Anajen kıllar lazer tedavisine daha yatkındır, çünkü melanin sadece Anajen kıllarında bulunur. Herhangi bir zamanda, tüylerin neredeyse %10-15’i Katajen veya Telojen aşamasında olabilir; bu nedenle tedavi, Anajen evresindeki tüy kökü sayısını kapsayacak şekilde aylarca uzatılmalıdır. 

Terminal tüyler, vellus tüylerine göre daha iyi yanıt verir. Lazer epilasyonuna iyi yanıt, hedeflenen tüyün yüksek bir kromofor konsantrasyonuna sahip olması durumunda ortaya çıkar.

Hormonal Profil

Hastalar özellikle testosteron düzeyleri için çeşitli hormonal testler yaparak Hirsutizm açısından değerlendirilmelidir, çünkü bunlar lazer tedavisine yanıtı etkileyebilir. Polikistik over sendromu, Tiroid disfonksiyonları, Adrenal hiperplaziler ve Hiperprolaktinemi, lazer epilasyonunun ardından tüylerin yeniden büyümesini etkileyen hormonal disfonksiyonlardır.

Bilimsel Araştırmalar

-Üç tedavi seansından sonraki tüy klirensinin; son tedaviden 3 ay sonra, 1 ay ile karşılaştırıldığında azaldığını ve, tamamlandıktan sonra 6 aya kadar takip edilen üç denekte 6 ayda tekrar arttığı görülmüştür. Çoğu tüy kökü, lazer tedavisinden kısa bir süre sonra Telojen fazına ve daha sonra yaklaşık 3 ay sonra Anajen fazına girer, bu sebeple daha fazla tüy artışı olabilir. 

-Bazı yazarlar, tüy büyümesi indüksiyonunun birincil nedeni olarak doğrudan enflamatuvar yanıt önerdi. Işınlanmış dokudan birkaç santimetre veya daha fazla uzayan tüylerin, yeniden kullanılan lazere veya IPL’ye atfedilmesi olası değildir. Birçok paradoksal tüy büyümesi durumunda, beklenmedik tüy büyümesinden diğer nedenler sorumlu olabilir. ‘Gerçek’ paradoksal tüy büyümesi vakalarının birincil nedeni; muhtemelen ilgili enflamatuvar sekeller ile Polikistik over sendromu veya diğer androjen hormonal düzensizlikler gibi durumlar söz konusu olabilir.

-Diot Lazer ile etnik köken karşılaştırılması yapılan bir çalışmada;

Duyarlılık oluşumu, Hiperpigmentasyonun ortaya çıkışı, Yanıkların ortaya çıkması istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde etnik kökene bağlıydı. Etnisitenin eritem oluşumu üzerinde anlamlı bir etkisi yoktu. Tedavi sayısı, yan etkilerin ortaya çıkmasının ciddiyeti üzerinde anlamlı etkiye sahiptir. 6 tedavi gören katılımcılar arasında, sadece yarısında yan etkiler görülmüştür; bunların arasında vakaların %9.79’unda meydana gelen çoklu etkiler de vardır. Hassasiyet ve hiperpigmentasyon gibi yan etkilerin ortaya çıkması, tedavi sayısına bağlı değildi. Bununla birlikte, tedavi sayısının eritem ve yanık insidansı üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. Katılımcıların yarısından fazlasında (%58.33) 6’dan fazla işlemden sonra eritem görülürken, 6 tedavide vakaların sadece % 6.7’sinde ortaya çıkmıştır.

Farklı etnik kökene sahip tüm denekler için diot lazerlerin kullanılması ve Fitzpatrick’e göre tanınan ölçek etkili ve güvenlidir. Ortaya çıkan yan etkiler geçicidir ve tüm tedavinin etkisini etkilemez.

-Bir çalışmada;

Hastaların tümü, başlangıçta hiperpigmente halkalara benzer bir patern geliştirdiler, daha sonra ince bir gofret benzeri kabuğa dönüştü ve bunu takiben normal cilt renklerine kademeli olarak geri döndüler. Son tedavi öncesi veya tedavi sonrası güneşe maruz kalmayan açık tenli bireylerde bile, uygun tedavi parametreleri, komplikasyonlar ve yan etkiler ortaya çıkabilir.

-Üç yüz seksen dokuz hasta (370 kadın ve 19 erkek, ort. Yaş 36.4 yıl, cilt tipleri II-V) çalışmaya alındı ​​ve toplam 532 bölge tedavi edildi. LP-, SP-Alex ve IPL arasında etkinlik açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu. Geçici yan etkiler en yüksek LP-Alex ve en az IPL sistemi ile olmuştur (Eritem ve ödem, kabuklanma, hiper ve hipopigmentasyon gibi). LP-Alex ile tedavi edilen yüz ve boyun bölgelerinde, %3.1’inde tedavi edilen bölgelerin sınırlarında tüy indüksiyonu vardı.

-18 aylık takip sonrasında, Alexandrit ve Nd: YAG lazerleri bacak tüylerinin giderilmesinde etkiliydi. Kombinasyon tedavisinin ek bir yararı yoktu ve daha fazla olumsuz etkiye neden oldu.

-2359 Hastada Alexandrite Lazer Epilasyon Sonuçları: Bir Türkiye Deneyimi

Uzun atımlı Alexandrite lazer, daha koyu cilt tonlarında epilasyon için güvenlidir. Türk cildi; soğutulmuş, uzun atımlı bir Alexandrit lazeri ile etkili bir şekilde tedavi edilebilse de, komplikasyonlar ortaya çıkabilir.

-10–40 J/cm2 akıcılığı olan 1 ila 2 tedaviden sonra 3 ayda %65 ila %75 saç azaltma, 40 J’de 3 ila 4 tedaviden 8 ay sonra bireylerin %91’inde %75 tüy azaltma arasında değişen başarı oranları diot lazer sistemi ile rapor edilmiştir. 

-Sadick ve arkadaşları; 810 nm’lik yeni bir diot lazerle (nokta boyutu 12 mm, darbe genişliği 50 milisaniye, akıcılık 25-35 J cm2) aylık aralıklarla, 3 kez tedavi edilen, 24 kadın denek (cilt tipleri II-IV) üzerinde çalışmıştır. 3 ve 6 aylık tedavilerde ortalama epilasyon veriminin sırasıyla %74 ve %79 olduğu kaydedilmiştir.

-Genel olarak, klinik çalışmalar Yakut veya Alexandrit lazerlerle yayınlanan sonuçlara kıyasla Nd: YAG lazer ile daha az tüy azalması olduğunu göstermiştir.

-Yoğun atımlı ışıkla tedavi açık renkli saçlar için yararlı olabilir, ancak genellikle daha fazla tedavi seansı gerekir. Bir çalışmada, çeşitli filtreler (34-44 J/cm2, 2-5 darbe, 1,5–3,5 milisaniye, 20-50 milisaniye gecikme) ile tek bir tedaviden 12 hafta sonra %60’lık tüy azalması bildirilmiştir. 

-Kullanılan lazerin türüne bakılmaksızın tatmin edici sonuçlar elde etmek için çoklu tedaviler gereklidir. Tekrarlanan tedavilerden sonra, genellikle son tedaviden 6 ay sonra %30 -%50 tüy azalması bildirilmiştir. Koyu tenli hastalar (Fitzpatrick cilt tipleri IV ve V) daha açık tenli hastalara göre daha etkili bir şekilde tedavi edilebilir.

-Çalışmaların çoğu, Alexandrite ve Diot lazer sistemlerinin epilasyonda diğer lazerlerle veya ışık bazlı cihazlarla karşılaştırıldığında üstün bir etkinliğini belgelemiştir. Üç lazer cihazının etkinliğini karşılaştıran bir çalışmada, Diot, Alexandrit ve Nd: YAG lazerlerle yapılan 3 seanstan sonra sırasıyla ortalama %59.5, %70.3 ve %47.4 tüy azalması bildirilmiştir. Randomize bir çalışmada, Alexandrite ve yoğun atımlı ışık sistemlerinden sonra tüy sayısında ortalama %46 ve %27 azalma olduğu bildirilmiştir.

-IV-VI cilt tiplerinde uzun atımlı Nd: YAG lazer ve yoğun atımlı ışık sistemi üzerine karşılaştırmalı bir çalışmada, eski cihazın epilasyon için ikinci cihazdan daha az yan etki ile daha etkili olduğu bulunmuştur. Daha koyu cilt tiplerinde Nd: YAG lazerin yoğun darbeli ışık sistemine göre üstün etkinliği gösterilmiştir.

-Çalışmayı 21 katılımcı tamamladı. Son tedaviden sonraki 6 haftada ortalama tüy azalması IPL sistemi için %50, Alexandrite için %53 ve Nd: YAG lazerleri için %39 idi. Ancak 6 ay sonra; tüylerde sırasıyla %40, %49 ve %34 azalma görülmüştür. Alexandrite lazer en az ağrılı sistemdi.

-Daha açık cilt tiplerinde, Diot lazerlerin (400 ms’ye kadar) atım süresinin uzatılması, epidermisi istenmeyen termal hasarlardan korurken etkinliği artırır. Bununla birlikte, daha yüksek tüy yoğunluğuna sahip yerler için de geçerli olduğu gibi, koyu tonlarda epidermiste geri dönüşü olmayan termal hasarı önlemek için daha uzun atım süresi kullanırken daha düşük akımlar kullanmak gerekir.

-Hem 810 nm lazerin (6.6 J/cm2, 16 ms) hem de IPL’nin (9 J/cm2, 15 ms ve 6.8 J/cm2, 1.9 ms) tek bir düşük akıcılık darbesinin katagen geçişinin indüklenmesine yol açtığını gösteren veriler sunuldu. Ticari olarak temin edilebilen evde kullanılan bir IPL cihazının uzun süreli uygulanmasının, son tedaviden bir yıl sonra kalıcı tüy azalmasına (%80) neden olduğu gösterildi. Bu veriler, evde kullanım IPL cihazlarıyla yapılan klinik çalışmaların, IPL uygulamasının kesilmesini takiben 4 tedaviden sonra tam tüy çıkması ile kadın bacakları, koltuk altı ve bikini bölgeleri üzerinde tüy azaltmada yüksek etkinlik gösterdiği literatürde daha önce bildirilenlerle uyumludur.

Sonuç:

Okuduğum çoğu kaynakta uzun süreli etkilerden bahsedilmemişti. Ya da henüz kanıtlanmadı bilemiyorum. Veyahut var ama çok başka sebeplerden ötürü yayınlanmıyor. Neye inanacağımızı şaşırdığımız için insan her ihtimali düşünüyor.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki Sirkadyen Ritmimizi bozabilecek birçok faktör var. Her şey veya bazı şeyler bir şeylere yol açıyor olabilir, çoğu için bunun kesin sebebi bu demek zor. Ya da dile getirilmesi bir şekilde engelleniyor.. Sizin vücudunuz çoğu şeyi tolere ediyor olabilir, ama bir başkasınınki en ufak yabancı etmeni kaldıramıyor. Her şey herkese iyi gelmez çünkü.

Lazer Epilasyon yaptırıp yaptırmama konusunda hala kararsızım. Gözlük ve lens kullandığım dönem, babam lazer yaptıralım dediğinde hiç düşünmeden tamam demiştim. ‘Amaan ömrüm ne kadar sürecek ki, onu da kendi gözlerimle görerek geçireyim bari.’ diye geçirmiştim içimden :D. Risklerini falan göz ardı etmiştim.

Ama nedense bu konuda bir türlü ikna olamıyorum. %50’im yap kurtul kaç yıl yaşayacaksın ki vaktini tek bir tüye dahi harcama diyor; diğer %50’im asla yaptırma diyor enerjisel olarak. Etrafımda aylarca uğraşıp tekrardan başa dönenleri duydukça hiç ama hiç başlayasım gelmiyor. Regl döngüsü değişen kişiler dahi duydum. Tabi hiç olumsuz bir etkisini görmedim diyenler de çoğunlukta.

Eğer Instagram paylaşımına olumlu yorum ve deneyimler gelirse %60-%40’lık bir oranla yaptırma kararı alabilirim :D. Eğer öyle bir karar alırsam olacakları biliyorsunuz; sizleri darlayarak nerede yaptıracağım konusunda uzuun bir araştırma beni bekler. Tercihim deneyimli bir dermatolog gözetiminde yaptırmak olacaktır.

PMID: NBK507861/PMC4622885/PMC7190465/PMC4124694/PMC4115894/16816888/32273953/28884244/12656825/14741816/15523357/14576669/15278721/28164458/18936396/19466642/22656390/30681170/26983796/

Etiketler:
Önceki Yazı

Yorum Yap

Your email address will not be published. Required fields are marked *